Bir gün, sıradan bir kahve molasında başlayan sohbetin, bir insanın yaşam enerjisini, bir hücrenin en derin sırrına kadar götüreceğini hiç düşünmemiştim. Hikâyemi seninle paylaşmak istiyorum; çünkü bazen bir biyoloji konusu bile, kalbimizin en derin yerlerine dokunabilir.
Enerjinin Hikâyesi: Katabolizmanın Yolculuğu
Küçük bir sahil kasabasında yaşayan Elif ve Mert, yıllardır dosttular. Elif, dünyaya empatiyle yaklaşan, insanların duygularını anlayan biriydi. Mert ise çözüm odaklı, her problemi stratejik bir bakış açısıyla çözmeye çalışan bir mühendisti. Bir gün, ikili kendilerini lise biyoloji öğretmeni Selma Hanım’ın düzenlediği bir bilim etkinliğinde buldular. Konu, kulağa sıradan gibi gelse de büyüleyiciydi: “Katabolizma ekzergonik midir?”
Bir Hücrenin İçinde Saklı Yaşam
“Katabolizma…” diye mırıldandı Elif, gözlerini uzaklara dikerek. “Hayatın sürekli yıkılıp yeniden yapılması gibi değil mi?”
Mert, dudaklarında küçük bir gülümsemeyle yanıtladı: “Aynen öyle. Hücrelerimiz, büyük molekülleri parçalayıp küçüklerine dönüştürürken enerji açığa çıkarıyor. Buna da ekzergonik diyoruz.”
Selma Hanım, öğrencilerinin gözlerindeki merakı fark edip anlatmaya başladı: “Katabolizma, organizmanın büyüme ve onarım için ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlamak amacıyla büyük moleküllerin yıkıldığı süreçtir. Bu yıkım sırasında enerji serbest bırakılır ve bu enerji hücrenin hayatını devam ettirmesi için kullanılır. Bu yüzden katabolik tepkimeler ekzergoniktir; yani enerji açığa çıkarırlar.”
Yıkımda Saklı Güç
Mert’in gözleri parladı. “Aslında bu, hayattaki birçok şeyle aynı,” dedi. “Bazı şeyleri yıkmadan yenisini inşa edemezsin. Eski düşüncelerini bırakmadan yenilerine yer açamazsın.”
Elif başını salladı. “Tıpkı ilişkiler gibi… Bazen bir bağ kopar, bir dostluk biter. O yıkım anı acı verici olsa da, içinden yeni bir enerji doğar. Tıpkı katabolizmanın ekzergonik doğası gibi.”
Selma Hanım gülümsedi. “Doğru söylüyorsunuz. Katabolizma sadece bir biyolojik süreç değil, aynı zamanda yaşamın metaforudur. Yıkım olmadan yenilenme olmaz. Enerji açığa çıkmadan hücre varlığını sürdüremez.”
Ekzergonik Ne Demek?
Elif merakla sordu: “Peki hocam, ‘ekzergonik’ tam olarak ne anlama geliyor?”
“Ekzergonik,” dedi Selma Hanım, “bir tepkimenin gerçekleşirken enerji saldığı anlamına gelir. Yani katabolik reaksiyonlar sırasında moleküller parçalanır ve ortaya çıkan enerji hücrenin diğer yaşamsal faaliyetlerinde kullanılır. Bu enerji, kas hareketlerinden beyin fonksiyonlarına kadar her yerde gereklidir.”
Mert araya girdi: “Yani aslında bedenimiz, her gün içinde küçük patlamalar yaşayan bir enerji fabrikası gibi çalışıyor.”
“Kesinlikle,” dedi Selma Hanım. “Ve o patlamalar olmasaydı, hayat dururdu.”
Hayat Gibi Bilim de Anlamlıdır
Etkinlik sona erdiğinde Elif ve Mert, hücrelerin içinde dönen o sessiz enerjiyi artık başka bir gözle görüyordu. Katabolizma sadece biyolojinin değil, yaşamın da bir parçasıydı. Çünkü hayat, çoğu zaman bir şeylerin yıkımıyla yeniden şekillenir. Her kayıpta bir güç, her sonun ardından bir başlangıç saklıdır.
Mert bunu stratejik bir çözüm olarak görürken, Elif o enerjinin insana umut veren duygusal yönünü hissediyordu. Biri akılla, diğeri kalple konuşuyordu. Ama ikisi de aynı gerçeği biliyordu: Yıkım, yeniden doğuşun habercisiydi.
Sonuç: Katabolizma Ekzergonik ve Hayatın Ta Kendisi
Evet, katabolizma ekzergoniktir. Yani hücrelerimizin içinde gerçekleşen bu yıkım tepkimeleri, yaşamın devamı için gerekli enerjiyi açığa çıkarır. Fakat mesele yalnızca biyoloji değildir. Katabolizma bize, yıkımın bir son değil; yeni bir başlangıcın habercisi olduğunu öğretir. Hayatta da böyledir: Ne zaman bir şey sona ererse, başka bir şey başlamak için yer bulur.
Ve belki de en güzeli, bu enerjinin bizi her gün yeniden var etmesidir…